Dil Derneği’nin aylık yayın organı Çağdaş Türk Dili dergisinin Şubat 2012 sayısında (sayı 288, s. 708-710) yayımlanan Sayın Prof Dr Kaya Türkay’ın tanıtım ve değerlendirme yazısını bazı bölümlerini kısaltarak alıntılamaktan onur duyuyoruz.
Tıp, toplumsal konumu, toplumla yakın ilişkileri yönünden yabancı terimleri Türkçeleştirme çalışmalarının en gerekli olduğu alanlardan biri. Bu nedenle, özellikle Tıp dilinde bugüne değin birçok çalışma yapılmıştır. Bundan sonraki çabalar, bu çalışmaları bir araya getirmeye, önerilen terimlerde uzlaşma sağlanarak bilim insanlarının kullanımına sunmaya yönelmeli. Tıp dilinin bir başka özelliği de gittikçe “jargon” (özel dil) niteliğine bürünmesi. Ortak dilde kullanılan sözcüklerin yerine yabancı sözcüklerin – daha çok İngilizce – kullanılıyor olması. Bu nedenle tıp alanında Türkçe bilincini, öz dil duyarlığını benimsetmek ayrı bir çaba gerektiriyor.
Prof Dr Yücel Tangün’ün tanıtacağım çalışması, bu çabayı da yansıtan bir yayın. Daha çok bu yönüyle bilinmesini, okunmasını diliyorum.
“Giriş” bölümünde (s.11-18) bu dileğimi yansıtan başlıklar birbirini izliyor. “Türkçe Sorunlarımız, Nedenler; Bu Duruma Nasıl Geldik; Çözüm Yolları, Ne Yapmalıyız?” arabaşlıkları altında Türkçesi varken yabancı terimi kullanma aldırmazlığından, noktalama imlerini kullanmadaki yetersizliklere değin birçok sorun üzerinde duruluyor. Yazılardan, bildirilerden, raporlardan derlenen bu örnekler, Füsun Akatlı’nın şu sözü altında irdeleniyor: “Anadilini her yerde, her zaman doğru kullanmak, doğru yazmak bir lüks, bir fantezi değildir. Bir onur sorunudur.”
Kanbilimde kullanılan yabancı terimlerin Türkçe karşılıklarını gösteren “sözlükçe”ye girmeden önce yer alan notta, sözlükçenin Hematoloji Derneği üyelerinin yazılı ve sözlü bildirilerinden hazırlandığı, bu nedenle yazımlarına özellikle dokunulmadığı bildiriliyor. Dizinde, kimi eskimiş karşılıklara genç kuşaklar için bilerek yer verildiği ayrıca belirtilen bir katkı.
“Türkçe Karşılıkları Varken” başlığıyla düzenlenen sözlükçe’de (s.19-48) kanbilim alanında kullanılan yaklaşık 600 yabancı terime önerilen Türkçe karşılıklar yer alıyor. Bu karşılıklardan birçoğunun başka kaynaklarda önerilen terimlerle bağdaştığını görüyoruz. Ne var ki, değişik öneriler de yok değil. Şu örneklerde ilk karşılıklar önceleri önerilmiş, sonrakiler de bu yayında önerilmiştir. ablasyon: sıyrılma/yok etme, ortadan kaldırma; absorpsiyon: soğurum/emilim…
…Bu bölümde yer alan şu değişik Türkçe karşılıklar da kanbilim alanındaki terim karmaşasını yansıtmak için olmalı. Bu durumu önlemek için önerilerden biri üzerinde uzlaşma sağlanması gerekir: cluster: küme, öbek; consensus: uzlaşı, oydaşma, görüşbirliği…
…Yayının bence daha da ilgi çekici bölümü, “Sık kullanılan Yabancı Terimlere Türkçe Karşılıklar Öbekleri” başlığını taşıyor (s.49-53). Sayın Tangün, bu başlık altında terim türetmenin, tıp alanında terim yapmanın sağlıklı, tutarlı yolunu öğretiyor bu kez. Tür ya da işlev bakımından bir küme oluşturan terimleri dizgesellik kurarak karşılamanın yolu üzerinde duruyor.
Matematikte kurulan üçgen, dörgen, beşgen, altıgen…dizgesi gibi kavram salkımları oluşturarak yürütülen bu çalışma yöntemini örneklendiriyor. Şunlar verilen örneklerden üçü:
…Sağkalım (survival): İlerlemesiz (progression free)/Hastalıksız (disease-free)/Olaysız (event-free)/Toplu, tümüyle (overall)…
… “Sık Yapılan Yanlışlar” başlığı altında yapılan uyarılar da ilgiyle karşılanacaktır kanısındayım (s.55-75). Çünkü bu bölümde tıp alanında süregelen birçok yanlış kullanım üzerine gerekçeli düzeltmeler yer alıyor. Kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri yerine alyuvar, akyuvar; platelet yerine kan pulcuğu, pulcuk…
…Son bölümün başlığı, “Doğru ve Güzel olmayan Türkçe Örnekleri” (s.75-81). Tıp dilinde sıklıkla geçen Türkçe yanlışları, Türkçeyle bağdaşmayan anlatım bozuklukları, gereksiz yabancı sözcük kullanımından gelen bulanık söyleyişler; üşenmeden, usanmadan düzeltiliyor bu sayfalarda. Şu örneklerde görüldüğü gibi, doğru düzgün Türkçeye dönüştürülüyor: Oral olarak verildi- Ağızdan/ağız yoluyla verildi. Çok miktarda yan etki- Çok sayıda yan etki…
…”Genç Kanbilimcilere Alçakgönüllü Öğütler“le sonlandırıyor söyleyeceklerini Sayın Tangün. 1. Özen gösteriniz!.. 2. Sorgulayını!..3. Başvurunuz!..4. Danışınız!..5. Okuyunuz!..
…Son sayfalarda, “Kaynakça, Önerdiğimiz ve Yararlandığımız Sözlükler, Yararlandığımız Diğer Sözlükler” başlıklarıyla belirtilen kaynaklar da okurlara yararlı olabilecek titiz bir seçimi yansıtıyor. (s.84-87).
Daha Çok Türkçe, Daha Güzel Türkçe, salt Türkçe terimler kazandırmak için düzenlenmiş bir kılavuz değil. Asıl ereği, tıp alanında Türkçe bilincini yerleştirmek, öğrencileri Türkçe terimlerle düşünmeye yöneltmek.
Sayın Tangün, bu çabanın gönüllüsü olmuş bilim insanı. Üstelik hoşgörüyle, sevgiyle, babacan söylemiyle yürütüyor bu uğraşını.
Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Pof Dr Muhit Özcan sunuyor bu yayını. Son tümcelerden birinde, “Bu eser alanında az görülen örneklerden biri. Öncü bir eser olarak değer bulacağına yürekten inanıyorum” diyor.
Gerçekten, öncü bir çalışma; örnek olabilecek nitelikte.
Yücel Tangün’ün çalışması çok değerli. Kaya Türkay’ın da bu değerli çalışmayı yorumlayışı ve “kanbilim” sitesinde bütün bunlara yer verilmesi çok olumlu gelişmeler…
Ancak temel eğitimde dil sevgisi uyandırılamamış nice kuşaklar yetiştirildiği unutulmasın lütfen. Ne yazık ki bu ihmali lisans-lisansüstü dönemde gidermek son derece zor. Nitekim yeni terim önerilerine çoğunluğun sessiz kalışı bir tür red ve bizi acı gerçekle yüzleştiriveriyor.37 yıl eğitimcilik yapan bir hekim olarak izlenimim bu. İnanın yukarıdaki gelişme benim için gerçek bir mucize. Olsun, yine de birkaç deniz yıldızını kurtarabiliriz…İlgilileri yürekten kutluyorum…