Trombosit Yapımı (Trombositopoez)

Kemik iliğinde megakaryositler

Megakaryositler. Kİ’de yapılan trombositlerin ana hücrelerine “megakaryosit” adı verilir. Megakaryositler kemik iliğinin en büyük hematopoetik (kan yapıcı) hücreleridir. Bard “kemik iliğinin devleri çevre kanının cücelerini doğurur” tümcesiyle trombosit yapımını özetlemiştir. İlikte kırmızı dizi ve trombosit dizisi pluripotent kök hücrelerden sonra ortak bir öncü (progenitor) hücreden gelir (megakaryosit/eritroid progenitor).

Morfolojik olarak tanınabilen megakaryositler en gençten olguna doğru şu evrelerden geçer: megakaryoblast, bazofil megakaryosit, granüllü megakaryosit, trombositojen (trombosit doğuran trombosit), protrombosit ve trombosit. Olgunlaşma sırasında çekirdek DNA’sını 2, 4, 8, 16 ve 32 katına çıkarırken hücrede bölünme olmaz. Bu sürece endomitoz denir. Sitoplazma genişler ve içinde azürofil granüller oluşurken çekirdekte loblaşmalar başlar (poliploidi).

A) Megakaryoblastlar dizinin en genç hücresidir ve diğer dizilerin blastlarından daha büyüktür. Çekirdek blastik hücreler için kaba sayılabilecek bir kromatin yapısı gösterir ve 2-3 nükleol taşır. Sınırları düzensiz, bazen dışarıya doğru meme başı şeklinde çıkıntılar taşıyan dar sitoplazma koyu bazofil boyanır. Yukardaki yayma AML M7’li bir hastanın kemik iliğinden hazırlanmıştır. B) Kİ yaymalarında megakaryositler küçük büyültme ile aranmalıdır. Bu resimde artmış sayıda, değişik olgunlukta megakaryositler görülüyor.

Megakaryositler

Megakaryositler. Bazofil megakaryosit: Kromatin daha da kabalaşır, çekirdek boğumlanmalar sonucu lobüllü bir görünüm alır. Sitoplazma bazofilisini sürdürür. Granüllü megakaryosit: Çok lobüllü çekirdek acayip biçimler alabilir. Pembemsi boyanan sitoplazma ince azürofil boyanmış granüllerle doludur. Trombositojen megakaryosit:  Azürofil taneciklerin 10-12 si bir araya gelerek kendilerini çevreleyen sitoplazma ile birlikte bir trombosit taslağını oluşturacaktır. A) Resimde görülen üç megakaryosit yukardan aşağıya doğru tesadüfen gençten olguna doğru dizilmiştir. En yukarda değişik olgunlukta iki bazofil megakaryosit, aşağıda çekirdeği loblaşmış, sitoplazması pembemsi mavi renkte granüllü megakaryosit görülüyor. B) Trombosit yapmaya başlamış trombositojen megakaryosit. Sitoplazmanın sağ kenarında azürofil granüllerin birleşmesiyle oluşmuş, ilikteki kan sinüzoidlerine geçmeye hazırlanan bir trombosit topluluğu uzantısı (protrombosit) görülüyor.

protrombosit

Protrombosit (Proplatelet): Sitoplazmadan çok sayıda trombosit içeren uzantılar çıkar (protrombosit oluşumu). Bu uzantılar ilikteki sinüzoidlerin endotelinden kana geçer ve kan akışının hemodinamik etkisiyle (ing. shear stress: akışkanlık gerilimi, kayma gerilimi) parçalanarak tek tek trombosit halinde dağılırlar. Bir megakaryosit sitoplazmasından 1.000-3.000 trombosit oluşur. Geriye çıplak megakaryosit çekirdeği kalır. Aşırı trombositoz durumlarında ÇK’da bu çekirdek artıklarına ya da parçalarına rastlanabilir. Literatürde uzun yıllar, pülmoner ven kanındaki trombosit sayısı pülmoner arterdekinden daha yüksek bulunduğundan,  trombositlerin akciğerlerdeki kan yataklarında olgunlaştıkları ileri sürülmüştür. Taze bilgilere göre, akciğer dolaşımına gelenler megakaryositler değil, protrombositlerdir (Geddis A E, Kaushansky K. Science 2007; 317: 1689-90. Yukardaki resim de aynı yayından alınmıştır).

Çevre kanında trombositler

Trombositler. 2-4 mikron çapında küçük (7-10 fL)  çekirdeksiz hücrelerdir. Normalde ÇK’da az sayıda daha büyük trombositler de olabilir. Kapiler kanı ile (antikoagülansız) hazırlanan boyanmış yaymalarda ikili-dörtlü ya da daha büyük kümeler halinde görülürler. Dikkat edildiğinde; hücrenin ortasında koyu boyanan azürofil granüllü kısım (granülomer), çevresinde ise daha soluk boyanan granülsüz sitoplazma kısmı (hiyalomer) ayırt edilir. Elektronik sayıcılar için alınan kan örneklerinde antikoagülan olarak EDTA (etilen diamin tetra asetik asit) kullanılır (eflatun kapaklı vakumlu tüp). Bu örneklerden yapılan yaymalarda, EDTA kalsiyum şelasyonu yoluyla trombosit kümeleşmesini (agregasyon) önlediğinden trombositler tek tek durur. A) Mikroskobun büyük büyültmesinde normal sayıda trombositler (trombosit sayısı: 230 bin/µL). B) Küçük büyültme ile artmış sayıda trombositler (trombosit sayısı 1.200 bin/µL). ÇK yaymalarının eritrositlerin birbirlerine değecek kadar yakın olduğu eritrosit morfolojisi incelemeleri için uygun  kısımlarında mikroskobun immersiyon objektifi (X100) ile bakılan alandaki trombosit sayısı 20.000 ile çarpıldığında µL’deki trombosit sayısı hakkında kaba bir fikir elde edilebilir. Elektronik sayıcılarda saptanan belirgin trombositopeni ve trombositoz bulguları mutlaka boyanmış ÇK yaymalarında doğrulanmalıdır.

Çevre kanında trombositler

Çevre kanında trombositler. A ve B) Çevre kanı yaymalarında trombosit kümeleri. Yayma parmaktan alınan kapiller kandan hazırlanmıştır. EDTA’sız kan örneklerinden hazırlanan yaymalarda, görüldüğü gibi trombositler tek tek durmaz ve irili ufaklı kümeler yapar. Öte yandan, trombositlerin agregasyon işlevlerinin bozulduğu kalıtsal Glanzmann hastalığında trombositler kümeleşemediğinden kapiller kan yaymalarında tek tek dururlar. Yalancı (psödo) trombositopeni: Normal kişilerde %0.1 sıklığında karşılaşılan doğal antikorlar EDTA’lı ortamda trombositleri kümeleştirir. Trombositleri impedans yöntemiyle sayan elektronik sayıcılar bu kümeleri, büyüklükleri nedeniyle, trombosit olarak algılayamaz. C) Nötrofil parçalı lökositlerin çevrelerine yapışmış trombositler (trombosit satellitizmi) bir diğer yalancı trombositopeni nedenidir.

D) Makrotrombositler. Dev trombositler. Normalden çok büyük trombositler trombositozla giden miyeloproliferatif hastalıklarda (özellikle esansiyel trombositoz) ve bazı nadir kalıtsal trombosit hastalıklarında (Bernard-Soulier sendromu, May-Hegglin anomalisi, vd) görülür. Bu hastalıkların bir bölümünde kronik İTP ile ayırıcı tanıya girebilecek bir trombositopeni de bulunabilir (herediter trombositopeniler).  Kalıtsal gri trombosit sendromu’ nda makrotrombositler granülsüz olduklarından çok soluk boyanırlar. Alfa granüller oluşmamıştır.Yukardaki yayma esansiyel trombositozlu bir hastadan hazırlanmıştır.

Normal koşullarda trombositlerin yaşam süresi 10 gündür. Kİ’den dolaşıma yeni çıkmış genç trombositler yaşlılara göre biraz daha büyüktür. Trombosit sayısının düşük olduğu bir yaymada normalden büyük trombositlerin görülmesi aşırı yıkıma (örn İTP) ya da tüketime (örn TTP) bağlı trombositopenileri düşündürmelidir. Ayrıca gençler işlevsel yönden yaşlılara göre daha etkindir. Bu nedenledir ki, kronik İTP’liler ileri derecede düşük trombosit sayılarına karşın, çoğu kez aşırı kanamazlar.  

Bu yazı Lökositler - Trombositler kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.