Beyaz (Miyeloid) Dizi (Miyelopoez=Granülopoez)

Miyeloid seri

Beyaz (miyeloid) dizi hücreleri

Granülositlere “parçalı lökosit“, kısaca “parçalı” ya da “polimorf çekirdekli lökosit” de denir. Sitoplazmalarındaki granüllerin boyanış farklarına göre parçalı lökositler üçe ayrılır: nötrofil, eozinofil ve bazofil. Kİ’de granülositlerin gelişimi morfolojik olarak tanınabilen en gençten olguna doğru şu sırayı izler: miyeloblast, promiyelosit, metamiyelosit, çomak ve parçalı. Mitoz miyelosit evresinde sona erer. Gene bu evrede sitoplazmada spesifik (özgül) granüller belirmeye başlar (nötrofil, eozinofil, bazofil). Bu granüllere “sekonder (ikincil) granül” denir. İçlerinde fagositozda rol oynayan çeşitli sindirim enzimleri bulunur. Sitoplazmada daha erken evrelerde (miyeloblast, promiyelosit) görülen azürofil granüller ise özgül değildir (primer=birincil granüller).

A, B) Gençten olguna doğru: miyeloblast (myb), promiyelosit (pmy), miyelosit
(my), metamiyelosit (met), çomak (çom) ve nötrofil parçalı (p), eozinofil miyelosit (eo-my). Yayma KML’li bir hastanın ÇK’dan hazırlanmıştır.

Miyeloblast. Lenfositten daha büyük bir hücredir. Çekirdek/sitoplazma oranı yüksektir (çekirdek hücrenin 4/5 ini kaplar). Zayıf ya da orta derecede bazofilik boyanan dar sitoplazma çoğu kez granülsüzdür. Bazen pembemsi-mor (azürofil) boyanan granüller görülebilir. Genellikle yuvarlak olan çekirdeğin kromatini, çok ince, tül gibi ağsı (retiküler) bir yapı gösterir. Çekirdek içinde, genellikle sınırları belirgin, 2-3 nükleol göze çarpar.

Promiyelosit. Miyeloblasttan biraz daha büyüktür. Çekirdek nükleollerini henüz tümüyle yitirmemiş, ancak kromatin yoğunlaşmaya ve sitoplazmanın bazofilisi azalmaya başlamıştır. Sitoplazmada bol miktarda pembemsi-mor boyanan azürofil granül vardır.

Miyelosit. Promiyelositten daha küçüktür. Pembemsi boyanan sitoplazmada azürofil granüllerin yerini özgül granüller almaya başlamıştır (ikincil granüller). Olgun bir miyelositte artık birincil granüller bulunmaz. Böylece nötrofil, eozinofil ya da bazofil miyelosit’ ten söz edilir. Bu evrede çekirdek/sitoplazma oranı sitoplazma lehine dönmüştür. Çekirdekte nükleol yoktur. Kaba olan kromatin koyu boyanır. Normalde, ÇK’da yenidoğan dönemi ve gebelik dışında nötrofil miyelosite pek rastlanmaz.

Metamiyelosit. Granüller yönünden miyelosit özelliklerini taşır. Ancak kaba kromatinli çekirdek böbrek ya da fasulye biçimindedir. Normalde ÇK’da çok az sayıda nötrofil metamiyelosit bulunabilir. Yenidoğan döneminde ve gebelikte sayıları artabilir.

Nötrofil parçalılar

A,B) Nötrofil parçalılar.  10-14 µm büyüklüğündedir. Soluk mavi boyanan sitoplazmada pembe-kırmızı boyanmış toz gibi ince granüller vardır. Bu granüllere “nötrofil” denmesinin nedeni May-Grünwald-Giemsa (MGG) boyasının hem asidik, hem de bazik bileşenlerini almış olmalarıdır. Çekirdek birbirlerine ince kromatin iplikleriyle bağlı 2-5 loba ayrılmıştır. Kaba kromatin koyu boyanan topaklaşmalar gösterir. C) Kadınlarda bazı nötrofil parçalıların (%1-16) çekirdeklerinin terminal lobunda davul tokmağı şeklinde “Barr cisimciği” olarak bilinen ufak kromatin çıkıntıları görülür (seks kromatini, XX kromozomu). Bunların sayısı kemoterapi, radyoterapi görenlerde, kronik hastalığı olanlarda artar. D, E) MGG ile boyama kurallara uygun yapıldığında, sitoplazma granülleri kaba ve koyu boyanmış ise toksik granülasyon’ dan söz edilir. Bu durum akut bakteri infeksiyonlarına işaret eder. Sepsis olgularında toksik granülasyon ile birlikte vakuol oluşumu da görülebilir. Artefakt olarak vakuol oluşumuna bekletilmiş kanlardan yapılan yaymalarda da rastlanabilir. E) Çomak. Parçalıdan tek farkı çekirdeğin lobcuk ya da segmentlere (parçalara) henüz ayrılmamış olmasıdır. Düz bir çomak ya da U harfi biçimindeki kaba kromatinli çekirdek bazen bükülmüş ya da katlanmış durumda olabilir. Normal erişkinde ÇK’da % 3-5 oranında nötrofil çomak bulunabilir. F) Granüllerin soluk boyanmaları, sayıca azalmaları (hipogranülasyon) ya da tamamen yok olmaları (agranülasyon) MDS’da ve bazen miyeloid lösemilerde karşılaşılan bir bulgudur.

Eozinofil

Eozinofil parçalılar. Nötrofillere göre biraz daha büyüktür (12 – 17 µm). Sitoplazmada sarı-portakal kırmızısı renge boyanan, oldukça büyük, yuvarlak, sınırları belirgin granüller görülür. Eozinofilik granüller MGG’nın asidik bileşeni eozin’ i almıştır. Bazen granüller, özellikle genç şekillerde (örn metamiyelosit) açık mavi boyanabilir. Normalde granüller çekirdeği örtmez. Çekirdek hemen daima iki lobludur.

Bazofil

Bazofil parçalılar. Nötrofillerden biraz daha küçüktür. Çekirdek lobları birbiri üstüne katlanmıştır. Sitoplazmada sayıları çoğu kez 10’u aşmayan, oldukça büyük ve belirgin, yuvarlak ya da oval, koyu bazofil – adeta siyah – boyanan granüller bulunur. Hücre MGG’nın bazik bileşeni metilen mavisi’ ni almıştır. Eozinofil parçalıların aksine, granüller aslında lobüllü olan çekirdeği de örttüğünden, çekirdek doğru dürüst seçilemez. ÇK’da bazofiller başta KML olmak üzere miyeloproliferatif hastalıklarda artar. Kronik evre KML’de bazofillerin giderek çoğalması hızlanmış ya da akut evrenin habercisi sayılır. Başta Kİ olmak üzere, çeşitli dokularda bulunan bazofil granüllü hücrelere “mast hücresi” denir.

Bu yazı Lökositler - Trombositler kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.