Kan Hücrelerine Meraklı bir Cildiyeci: Dr Hasan Reşat Sığındım (1884-1971)

Hasan Reşat
1884’de İstanbul Fatih’de doğdu. Doç Dr Sırrı Akıncı’ya [1] anlattığı biçimde “Tarih-i tevellüdüm 1300’dür. Şehrî’yim ve maskat-ı re’s’im Fatih semtidir.” ( Doğum tarihim 1300’dür. Kentliyim, Doğum yerim Fatih’dir) (1).

Babası miralay (albay) Dr Selim Bey’dir. İlk öğrenimini İstanköy (Kos) adasında, ortayı Fatih Merkez Rüştiyesi ve Vefa İdadisi’nde tamamladı. 1905’de Kadırga’daki Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye’den mezun olduktan sonra ihtisas için Emraz-ı Cildiye ve Efrenciyye (Frengi) bölümünü (Müdür: Dr Celal Muhtar Özden) seçti. 1908’de muallim muavini, 1909’da cildiye uzmanı oldu. Yedi kişinin seçildiği sınavı kazanarak o zamanki adı “fenni menafi’ül azâ” (organların yararları bilimi) olan fizyoloji ihtisası için Almanya’ya gönderildi (2).

1919-1913 yıllarında Almanya’da kaldı. Bir yandan fizyoloji öğrenirken, bir yandan da cildiyeyi ihmal etmedi. Önce Berlin’de idi. Son yılında Hamburg Sankt Georg Hastanesi’nin cildiye kliniğinde (Oberarzt: Dr Arning) çalıştı. Yeni bir lösemi türünü tanımlama öyküsü burada geçti (aşağıya bkz). Ardından bir süre Paris’de, deri hastalıkları ile ünlü Saint-Louis Hastanesi’nde bilgi ve görgüsünü artırdı.

Yurda döndükten sonra sırayla Şam Tıbbiyesi (1913-1914) ve Beyrut Tıbbiyesi’nde (1915) müdürlük ve fizyoloji hocalığı yaptı. Şam Tıbbiyesi’nde çalışırken İdrofil Pamuk Müessesi’ni kurarak savaş cephelerine bol miktarda pamuk gönderilmesini sağlamıştır (3).

1916’da Darülfünun Tıp Fakültesi (Haydarpaşa) Dahiliye Müdürlüğüne ve Fizyoloji hocalığına atanmış, ayrıca 1923’e kadar cildiye derslerini de vermiştir. 1924’de hocası Celal Muhtar’ın istifası üzerine cildiye kliniğinin müdürü olmuş ve bu görevini 1933’e kadar sürdürmüştür.

Cumhuriyet gazetesinin 26 Haziran 1927 tarihli nüshasında Tıp Fakültesi Emraz-ı Cildiye ve Efrenciyye müderrisi Hasan Reşat Bey ‘in 8 yıldır yeni bir frengi ilacı üzerinde çalıştığını öğreniyoruz(4).

1933 Üniversite reformunda kadro dışında bırakılan (cildiye kürsü başkanlığına Hulusi Behçet getirilmiştir) Hasan Reşat Afgan Kıralı Nadir Şah tarafından Haydarpaşa’dakine benzer bir tıp fakültesi kurması için Kabil’e davet edilmiştir (1933-1938). 1938’de bizzat kendisi ilk mezunların diplomalarını verdikten sonra Türkiye’ye dönmüştür.

1938’de Atatürk’ün hastalığı sırasında, kaşıntısı nedeniyle Savarona yatına çağırılmış, “prurigo diathèsique” tanısı ile gerekli yerel tedaviyi uygulamıştır. Atatürk kendisine imzasını taşıyan bir altın kol saati armağan etmiştir(5,6).

Hasan Reşat Sığındım

[1] Doç Dr. Sırrı Akıncı (resimde solda). Patolog ve tıp tarihi doçenti. Öğrencilik yıllarımızda patolojik anatomi bilim dalında bizlere çok yardımcı olan bir başasistandı. Tarihe, Osmanlıcaya ve Osmanlıcaya olduğu kadar öz Türkçeye de meraklı idi. SSK İstanbul Hastanesinde patologluk yaptığı sıralarda Hasan Reşat’ın (resimde ortada) yakın dostu olmuş, yayınları ile onu genç kuşaklara tanıtmıştır.

Yurda döndükten sonra, 1941-1953 yıllarında Haydarpaşa Numune Hastanesi Cildiye ve Zührevi Hastalıklar şefliğini emekliliğine kadar yürütmüş, ardından Denizcilik Bankası Hastanesinde (Karaköy) dermatolog olarak görev almıştır(1953-1963). Son olarak SSK İstanbul Hastanesinde (Samatya) konsültan hekim olarak bulunmuştur(1963-1968). İşte bu yıllarda en yakın dostu olan Doç Dr. Sırrı Akıncı’ya yaşam öyküsünü anlatmıştır (5).

27 Mart 1971’de Beyoğlu İlk Yardım Hastanesinde infarktüs tanısı ile kaybedilmiştir. Eyüp Mezarlığındaki mezar taşı yazısı son karşılaşmalarındaki isteği üzerine Dr Sırrı Akıncı tarafından yazılmıştır: “İşte o kadardır ol hikâyet/Bâkisi dürûğ-ı bi nihâyet.” (Öykü bu kadardır, arda kalanı bitmeyen yalandır) (5).

Yeni bir lösemi türü: Akut monositik lösemi.

Sırrı Akıncı’nın heyecanlandırıcı bir pehlivan tefrikası biçeminde anlattığı olayı kısaca özetleyelim (1, 2). Yıl 1913. 29 yaşındaki Hasan Reşat Hamburg Sankt Georg hastanesi cildiye bölümünde gönüllü (volonter) asistan olarak çalışmaktadır. Hocası Dr Arning  bir ödev verir. İngiliz parazitolog Dr Ross[1] frengili hastaların kanında, monositlerin sitoplazmalarında bazı cisimcikler tanımlamıştır (Ross corpuscles). Bu konuyu bir de kendisinin incelemesini ister. Araştırmalarının sonunda tarif edilen mikroskopik yapıların diğer kan hücrelerinde de bulunduğu ve frengiye özgü olmadığı sonucuna varan Hasan Reşat’ın aklına bir de lösemi hücrelerini incelemek gelir. O sırada hastanede bir akut lösemili yatmaktadır. Tanı miyeloid lösemidir (bugünkü AML).

Hasan Reşad’ın daha önceden kan hücrelerine aşinalığı vardır. Hastanın kan örneklerini incelerken bir sürprizle karşılaşır. Lösemi hücreleri o gün için bilinen dört lösemi türünün  (akut ve kronik olmak üzere miyeloid ve lenfoid lösemiler) hiçbirine benzememekte, daha çok çevre kanında görmeye alışık olduğumuz monositleri andırmaktadır. O yıllarda (1910-1913) askeri hekim Victor Schilling [2]Hamburg Deniz ve Tropikal Hastalıklar Enstitüsünde (Schiffs und Tropen Institut) [3] “ilmî asistan ve oberarzt” olarak görevlidir. Kan sayımı, lökosit formülü konularında da deneyimlidir. Bir araya geldiklerinde, Dr Schilling Hasan Reşat’ın görüşlerine katılarak olguyu ortak yayımlama önerisinde bulunur. Böylece haftalık Muenchener Medizinische Wochenschrift dergisinin 9 Eylül 1913 tarihli sayısında  (Vol 60, No 36, sayfa 1981-1984) birinci isim Hassan Reschad olarak olgu aşağıdaki başlıkla yayımlanır:

Dr Hassan Reschad  und Dr V Schilling-Torgau. Ueber eine neue Leukämie durch echte Uebergangsformen (Splenozytenleukämie) und ihre Bedeutung für die Selbstständigkeit dieser Zellen.  (bkz. Kanbilimci Gözüyle 100. Yılında Hasan Reşad Sığındım’ın İlk Akut Monositik Lösemi Olgusu).

Teşekkür: 2007 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı’nda bana Hasan Reşat  Sığındım dosyasını inceleme , bazı belgelerin fotokopisini alma fırsatını veren ve yukarda yer alan fotoğrafların CD”ye aktarılmasını sağlayan Sayın Prof  (o tarihte doçent) Dr. Arın Namal’a sonsuz teşekkürlerimle.

Y.T.

KAYNAKÇA

  1. Akıncı S. Dünyaya ün salan bir hekimimiz. Hayat Tarih Mecmuası 1967 (s 12) 26-30.
  2. Akıncı S. Dünya Tıbbına genç yaşta adını duyuran hekimimiz (Hayat Tarih Mecmuasında yayımlanmış yazının daktilo edilmiş orijinali). İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı Arşivi Hasan Reşat dosyası.
  3. Prof Dr. Hasan Reşat Sığındım (1884-1971). İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı Arşivi.
  4. Bahadır O. 80 yıl önce Cumhuriyet. Cumhuriyet Bilim ve Teknik eki 2007.
  5. Akıncı S. Bir değer, bir buluş. Cumhuriyet 14 Eylül 1975, s 2.
  6. Kutlubay, Yardımcı G, Tüzün Y. Hasan Reşat Sığındım, MD (1884-1971). J Turk Acad Dermatol 2012; 6(3): 1263b1.

[1] Sir Ronald Ross. 1902 yılı Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü sahibi. Sıtma parazitinin anofel türü sivrisineklerdeki yaşam döngüsünü açıklığa kavuşturduğu çalışmaları ile ödülü kazanmıştır.

[2] Victor Schilling (1983-1960). Demek H Reşad’dan bir yaş büyük. Akut monositik lösemi yazısını otopsi masasına yatırdığımızda Schilling’in kişiliği üzerinde duracağız (bkz. Kanbilimci gözüyle 100. Yılında Hasan Reşad Sığındım’ın ilk akut monositik lösemi olgusu).

[3] Schiffs und Tropen Institut .(Ing Maritime and Tropical Diseases Institute). 1892 yazında Hamburg’da ortaya çıkan kolera salgını 9.000 kentlinin ölümüne neden olmuştur. Önce liman ve deniz yolları hekimliği kurulmuş, ardından mevcut donanma hastanesi 1900’de açılan bu enstitüye verilmiş, ilk olarak burada gemi ve donanma hekimleri için kurslar düzenlenmiştir. Her gün laboratuvarlarımızda hücre boyama yöntemini kullandığımız Gustav Giemsa 1905’de enstitüye asistan olmuştur (Google-de. Bernhard-Nocht-Institut für Tropenmedizin-Hamburg).

 



 



 

Bu yazı Türk Kanbilim Tarihi kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.